29 Kasım 2013 Cuma

Goodbye Autumn!!!





Çok hızlı geçen bir sonbahar olmadı mı? Yoksa, hem her geçen günün ayrı tadına varmak istediğimden günlerin ağır geçmesini dileyip, hem de çabucak geçsinde içimdeki miniğe bir an önce kavuşayım düşünceleri arasında bana mı öyle geldi bilemedim. Ama sonbahara, sapsarı yaprak kümelerinin, yeşil, sarı ve kızılların bir sürü tonunun olduğu bitki ve ağaçların arasında, gökyüzünü direk yansıtan yüzeyi ile harika manzaralar oluşturan bir göl kenarında, yaklaşık 15 yıllık üniversite arkadaşlarım ile veda etmiş olmaktan mutluyum. Bu fotoğraflar, üniversitenin ilk günlerinde tanışıp, okulun bitmesinin üzerinden 10 yıl geçmesine rağmen bağlarını koparmamış üç kız arkadaşın, genişlemiş aileleri ile Ankara'da geçirdikleri bir haftasonundan kalma.




Bu arada hamişlik sürecinin yarısını tamamlayarak 20.haftayı doldurdum artık. İçimdeki minik kıpırtılar ise yerini dışarıdan hissedilen kuvvetli hareketlere bırakmaya başladı. Bu anlar benim için günün en keyifli anları haline geldi. Özellikle sabah ve akşam, iş temposundan uzak olduğum zamanlarda, "bu hareketsizlik sana iyi gelmez Anne'ciğim" diye düşünen oğlum, içeride sürekli hareket halinde oluyor, bende keyiften dört köşe bir halde bu anların tadını çıkarıyorum.














Hamile elbisesine benzeyen bu elbiseyi Bershka'da görür görmez aldım. Hamilelikte mümkün olduğunca sonradan da kullanılabilecek parçalar almak istiyorum ama sonraki dönemde bunları giymek istermiyim onu bilmiyorum tabi :)

Elbise: Bershka
Hırka: Batik
Trençkot: Zara
Şal: Stradivarius
Wedge Sneaker: Bambi (eski sezona ait)








18 Kasım 2013 Pazartesi

My color is blue!!!

Bir erkek annesi olarak maviyi giydim. Opps!! İlk cümleden söyleyivermişim cinsiyeti :) 11 .haftadan beri erkek olduğunu ısrarla belli etmesine rağmen, garantici ben, hep bir sonraki doktor kontrolünde acaba yine erkek olduğunu mu söyleyecek doktor heyecanı ile gittim kontrollere. Bundan sonra gözüm mavilerde yani :)

19. haftada olduğumuz şu günlerde gayet büyüyen bir göbek ve büyüyen yanaklar ile karşınızdayım. Zaten hiç zayıf göstermeyen yüzüm, 10 kilo almışım izlenimi versede şimdilik alınan 3,5-4 kilo ile gayet mutluyum. Devamı hızlı gelmesin yeterki.

Geçen bu süre içinde ise beni pek üzmedi oğluş. Aşermedim, bulantı yaşamadım... Bir tek ilk üç ay ciddi bir uyku ihtiyacı oluyor, işten yatağa, yataktan işe bir hayat yaşadım haliyle. Birde "ye tatlıyı doğur Hakkı'yı" lafının hiçte doğru olmadığını ispatlamış olabilirim ki üç ay boyunca gözüm tatlı görmek istemedi.

Bugünlerde ise, çok erken olmasına rağmen, yaşadığım bel ağrısı şikayeti sebebiyle spor ayakkabıdan başkası ile yürüyemiyorum pek. Kilo almaya alışık olmayan bünye, alınan 4 kiloya bile tepki veriyor sanırım. Haftasonu modumuz bu artık maalesef. En rahat kıyafet, en güzel kıyafet ;)
















Hamile pantolonlarına geçtim haliyle... Üzerimdeki H&M'den, hatta üç ay önce doğum yapan arkadaşımdan bana miras ;) Kazak ise Mango'dan, gayet geniş ama ön kısmı tamamen havada durana kadar giyerim herhalde. Ayakkabılar Reebok EasyTone, hava yastıklarının üzerinde yürüyormuş hissi ile çok rahat, almayı düşünene tavsiye ederim. Çanta ise 10 yıllık var sanırım. Mango yadigarı... Sırt çantaları moda olunca, çıkarıp kullanayım dedim.

Hamilelikte çok kıyafet almamak konusunda ısrarcıyım. Bu yüzden pek buralarda göremeyebilirsiniz beni ya da aynı parçaları evire çevire giyip çıkarım karşınıza, bilemiyorum. Şimdilik haberler bu kadar diyor, huzurlarınızdan ayrılıyorum. Öpücükler...

5 Kasım 2013 Salı

Today is all about me :)



Çok keyifli bir güne ait, huzurlu ve sakin bir yerde çekilen fotoğrafları paylaşıyorum sizinle. 

Fotoğraflar doğumgünümde çok sevdiğimiz  Ceren ve Muratcan ile gittiğimiz Kıyıköy'de çekildi.




Bu günün üzerinden tam bir hafta geçti ama ben bu postu yayınlayamadım bir türlü. Bu güzel geçen günün akşamında hastalanarak yatağa düştüm ve bir haftadır kendimi toparlamaya çalışıyorum. Aradan geçen 6 günün 4'ünü yatakta geçirdim diyebilirim. Hamileyken en basit soğuk algınlığı bile geçmek bilmiyormuş, onu anlamış oldum :(






Kıyıköy sakin bir balıkçı kasabası. O günde hava muhteşemdi ve deniz çarşaf gibiydi. Isı değişimi nedeniyle oluşan hafif sis, deniz ile gökyüzünün birleştiği ufuk çizgisini yok etmiş, insanda sonsuzluğa bakıyormuş hissi uyandıran bir görüntü ortaya çıkarmıştı. Fotoğraf çekimi için harika bir ortam. 


Kombinimdeki bütün parçaları eski postlarımdan hatırlarsınız. Göbeğin büyümesi ve alınan kilolar ile ne giysem sıkıntısı başlamış durumda. Pantolonlarımın düğmeleri kapanmamak için ısrarlılar. Ama bu etek beni üzmüyor :)



Bu ayak ucunda durma çabaları hep daha zayıf görünmek için :p


Kıyıköy'de bu güzel manzaraya sahip bir tepede, gayet de rağbet gören bir balık restaurantı var fakat manzara dışında cazip hiçbir şeyi yok maalesef. Biz ciddi bir hayal kırıklığı ile ayrıldık ama bu manzaraya karşı bir kahve içmek kesinlikle oturulmalı derim. Hmm birde Fırında Helva denenebilir belki. 


Ceren Teyzesi minişi seviyormuş :)


Shirt; Pull and Bear
Skirt and Clutch; Stradivarius
Wedge Sneaker;  Bambi
Hat; Zara Kids :)
Trenchcoat; Zara