28 Nisan 2012 Cumartesi

Geçmişten Gelen Sürpriz; Kendi Yapığım Takılar



Bundan yaklaşık 3-4 yıl önce bir hevesle bir sürü takı malzemesi almış, takı yapımı blogları ve dergileri içinde kaybolmuş, bütün boş zamanımı takı yaparak geçirmiş, üstüne üstlük çevrem tarafından da beğenilince, satıp üç beş kuruş kazanarak yeni malzemeler alacak döngüyü sağlamaya başlamıştım. Fakat bu durumu kendi işimle aynı anda yürütmeye çalışınca zaman yetersizliğinden dolayı strese girmeye başladım ve takı yapımı merakından vazgeçmek durumunda kaldım. Önceki akşam, yıllar önce dolabın en üstüne kaldırmış olduğum takı malzemelerimi bir indireyim, bakalım neler var neler yok derken, yapım malzemelerinin yanında, kendi yaptığım ama geçen zaman içinde yaptığımı tamamen unutmuş olduğum takılarımla karşılaşınca nasıl mutlu oldum bilemezsiniz. Çoğu kum boncuklardan yada kristallerden örme olan bu takıları yaparken nasıl bir sabıra sahipmişim kendime çok şaşırdım vallahi. O zamanlar blog açmayı akıl edememişim, e şimdi madem blogum var neden yayınlamayım dedim kendime :)












24 Nisan 2012 Salı

Jean + Jean = Rahat şıklık


Üç günlük tatilden çıktım ama kendimi dinlenmiş hissediyor muyum, hayır maalesef. Bir yorgunluk bir miskinlik var üzerimde, atamıyorum bir türlü. Durum böyle olunca pratik kombinler yapmak gerekiyor tabi. Bunlardan en en rahatı, en trendy görünenlerinden biride jean üstü jean bence. Haftasonu arkadaşlarla dışarı çıkarken kurtarıcı kombinim bu oldu.

Ben bu yıl bu trendi çok sevdim :) Ya siz?







Mango Pantolon, Stradivarius Gömlek, H&M Bileklikler; Puma Spor Ayakkabı; H&M Çanta; Pull&Bear Kemer ve DIY Kolye

17 Nisan 2012 Salı

Pliselendim !!

Pliseyi, en son ekoseli eteklerimle kullanmıştım küçücükken. Pek çoğumuz giymişizdir herhalde. O zamanlarda pek bir severdim ekoseli, pileli etek giymeyi. Şimdi yıllar yıllar sonra da, bu sefer şifon, uçuşan kumaşlarla pliseyi bir arada görmekten çok mutluyum ben :) Bu ikiliye birde pastel renk katıldımı, şık görünmenin "üçü biraradası" oluyor. Pratik çözüm :)

 


İşte bende bu beğenimin önüne geçemedim, bu yaz için şimdiden üç parça pliseli edindim bile :)

Bir elbise, biri asimetrik olmak üzere iki etek.
Genelde kombin fotosu çekmeye fırsat bulamıyorum maalesef. E bu güzellikleri de çok sevdim. Paylaşmadan duramadım :)






12 Nisan 2012 Perşembe

Olmaz Olmaz Demeyin! Pijamada Trend Olurmuş!

Moda bu, ne zaman karşımıza neyin trend olarak çıkacağı belli olmuyor. Ortaokul dönemlerimde, bakkala ekmek almaya giderken, değil pijama eşofman ile bile kimse beni dışarı çıkaramazdı. Eşofmanın gezmeye giderken dahi giyildiği zamanlar benim o dönemlerimden sonra başlamıştır yani. Ben illa ki kotumu giyer öyle çıkardım bakkala. Şimdi bakıyorumda; pijamada trend olmuş, birçok dünya markası koleksiyonunda yer vermiş, e ünlülerde öncü olmuş giymiş tabi. Ama ben beğenemedim, olmamış yani. Kıyafette rahatlık önemliysede bu kadar değil yani. Özellikle baştan aşağıya tek desen olanlar tam bir facia gibi geliyor bana. Pantolonu desenli, üstü tek renk olanlar biraz daha katlanılabilir ama yine de sokakta görürsem gözlerimin bundan pek memnun olmayacağını düşünüyorum.














E madem pijama trendi var, Shangay'lı kadınlar gibi giyinip sokakta bu görüntülerin oluşmasına kimse engel olamaz, değil mi? :) 



10 Nisan 2012 Salı

Ray Ban Wayfarer'lananlardan mısınız?

Ray Ban'in çok yaygın bir modeli. Kiminde çok havalı ve cool, kiminde pek bir yakışıksız duruyor ama gözlüğün acayip bir çekiciliği var bence. Ben henüz Wayfarer'lanamayanlardanım, fakat bu sezon almayı düşünüyorum fakat rengine karar vermekte zorlandım. Yinede siyah en yakın gelen seçenek olmakla beraber aşağıdaki siyah krem olan modelide beğendim. Bakalım hangisi benim olacak?






9 Nisan 2012 Pazartesi

bu yazı makul (!) dozda mutsuzluk içerir...

Biraz karamsarlığa yatkın bir yapım var sanırım. Çabuk demorelize oluyor, olayları fazlaca içselleştiriyorum. Aslında biraz daha cool durabilsem, olaylara biraz daha tepeden bakabilsem eminim ki hayatım daha kolay olacak. Ahh birde kızgınken gülebilmeyi, üzgünken belli etmemeyi, kırılmak mı oda ne? diyebilmeyi (aslında böyle olmamasına rağmen) başarabilsem, ballı lokma tatlısı valla. Böyle olmayı gerçekten istiyormuyum bilmiyorum ama böylelerinin hayatının daha kolay olduğunu biliyorum. Benimki değil işte. Çünkü azıcık kırılsam bile birine, minicik üzülsem bile, yüzümden harita gibi okursunuz. Tabi böyle olunca kötü niyetli insanların, kolayca hedefi haline gelebiliyorsunuz. Biliyorsunuzki insanları mutsuz görmekten keyif alan tipler çok.
Niye yazdım bunları ben şimdi? E biraz içimi dökmeye ihtiyacım vardı sanırım. Karmakarışık bir ruh halindeyim işte.

Ama şu bulutların üstünde uçabilsem,




Kızgın kumlardan seriiinn turkuaz sulara atlayabilsem,




Zaman durmuş hissi veren şu durgun gölde, kayığıma atlayıp alıp başımı gezsem,



Sonsuz orman yolunda, ağaçların hışırtısıyla rüzgarın uğultusu arasında düşüncelerimden, herşeyden uzaklaşabilirim gibi geliyor.


Niye böyle depresif oldum ben? Bak postu yazdım, kedime kızıyorum şimdi! Neyse, buda böyle bir post olsun bakalım :(