22 Temmuz 2013 Pazartesi

Kekova Turu, Simena, Küçük Çakıl Plajı... Biriktirilen Anılar...

Kaş ve çevresinde yapılabilicek çok fazla aktivite, katılabileceğiniz bir sürü tur var. Saklıkent Turu, Patara Turu ya da Kekova Tekne Turu, safari, atv ya da dalış turları seçenekleriniz arasında. Biz bunlardan sadece Kekova Tekne Turu’nu yaptık. Saklıkent’e Fethiye tatili sırasında gitmiştik. Patara’yı ise çok görmek istememize rağmen çıkmak için yeterli enerjiyi bulamadık diyebilirim. Kekova Tekne Turu için Kaş Merkez’de, marina da bir çok tur şirketi mevcut. Fiyatlar birbirine yakın dolayısıyla istediğinizi seçebilirsiniz. Bu turların büyük bir kısmı Üçağız denen bir yerden başlıyor ve sizi Üçağız’a kadar servis araçları ile taşıyorlar. Biz sıcak havada araba yolculuğu yapmak istemediğimizden direkt Kaş Merkez’den tekne ile hareket eden bir turu seçtik. Teknenin altında ki cam pencerelerden Kekova bölgesinin cam gibi sularında, teknenin altından geçen balıkları seyretme imkanınızda olabiliyor. Ama pencerelerin asıl amacı, Batık Şehir’e gelindiğinde direk suyun altını görme imkanı vermesi. Kekova Turu sabah 10 gibi başlıyor, Akvaryum Koyu, Batık Şehir, Kale Köy’e (Simena) uğradıktan ve yüzme molalarından sonra 6 gibi bitmiş oluyor. Tur fiyatına çay, kek ve yemek ikramı da dahil :)

Batık Şehir’e geldiğinizde bambaşka bir dünyaya merhaba demiş gibi hissediyorsunuz kendinizi ve bir hüzün kaplıyor içinizi. Geçmişte olan büyük depremler sonucu bir takım bölgelerde çökmeler olmuş ve buralar su ile dolunca şehrin ciddi bir kısmı sular altında kalmış. Aşağıdaki fotoğraflarda, aslında yaşam alanı olan yerlerin duvarlarını, denizin dibinde başlayan merdivenleri görebilirsiniz. Bu tur sırasında bir sürü kaya mezar görüyorsunuz. Aslında mezarları, göğe yakın olması için en yüksek yerlere yaparlarmış. Ama şehir çöktüğü için mezarlar şu an su seviyesine çok yakın.






Bu bölgede kano ile de tur yapmak mümkünmüş. Batık şehrin üzerinde kanolar ile ilerleyebilmek çok keyifli olsa gerek. Bu bölgede denize girmek yasak olduğundan Batık şehri en yakından kano ile görebilmek mümkün.


Teknenin altındaki pencerelerden bir amfora fotoğraflamayı başladım.



Batık Şehir’den sonraki durak Kale Köy - Simena. Burası ise sanki gerçek dünya ile bağı kopmuş, hikayelerden gelen bir ada gibi.



Yaptığımız kısa tur sırasında, tam manasıyla bir sokağa rastlamadım burada. Hep merdivenlerden yada dar geçit gibi yollardan yürüyerek gidiyorsunuz bir yerden bir yere, yani hep bir tırmanma hali. Adanın tam tepesinde bir kale var. Verilen süre içerisinde isterseniz buraya tırmanabilirsiniz.


Biz kaleye çıkmadan, yürüyerek sağı solu keşfetmeyi tercih ettik ve Ankh Cafe ile karşılaştık. Gezinin en keyifli kısımlarından biride buydu çünkü burada yediğimiz dondurmayı şimdiye kadar hiçbir yerde yemedim. Tamamen el yapımı olan bu dondurmanın sadece üç çeşiti var. Muzlu, fındıklı ve şeftalili. Hepsinide yerken çeşidin tam olarak tadını alabiliyorsunuz. Ben şeftalili olana bayıldım. Buz gibi ama yumuşak bir şeftaliyi yalayıp yutmak gibiydi. Kaleköy’e giderseniz mutlaka ama mutlaka bu dondurmadan yemeden dönmeyiniz :) 




 Zamanında bu köyde yaşam olan evlerin çoğu şu an pansiyon olarak işletiliyor. Dolayısıyla adada konaklama imkanınız var.




Gelen turistlerden gelir edebilmek için her yerde el ürünü işler var. Özellikle tülbent bezinden bu elbiselerden bolca bulmak mümkün.



Küçük kızlar ellerinde ki minik stantları ile gerek kendi yaptıkları gerek hazır aldıkları bileklik ve halhalları satıyorlar.


Adanın yapısı çok enteresan gerçekten. Bakınız kaya mezar üzerinde bir ev.



Ve denizin içinde kalmış bir kaya mezar


Burada daha çok vakit geçirmeyi çok isterdim ama tur süresince buraya bir saatlik vakit ayrıldığından çok hızlı hareket etmek zorunda kaldık. Başka bir sefere umarım :)




Kaş'ta gidebildiğimiz bir diğer yer ise Küçükçakıl Plajı oldu. Burası Kaş Meydan'ından yürüyerek çok rahat ulaşabildiğiniz bir noktada. Gerçekten küçücük, bembeyaz çakıl taşları ile dolu bir plaj. Fakat bu küçük alanın iki tarafına kurulmuş beach clublar sayesinde, çok sayıda kişinin burada denize girme imkanı var. Gitmeyi düşünenler için şimdiden uyarayım. Suyu buz gibi, çünkü burada kaynak suyu denize karışıyormuş. Fakat biraz açılınca su daha sıcak hale geliyor. O buz gibi suda denize girmek büyük keyif ama :)


Biz burada Derya Beach Club'a girdik ve bu görüntüsü ve sunumu şahane dondurmayı burada yedik. Bu sunumu ilk defa burada gördüm. Sunum için sadece kavunun kabuğu mu kullanılmış diye düşünürken, dondurmanın bitiminde, içindeki kavunla karşılaşmak büyük keyif oldu.





























2 yorum:

  1. harika görünüyor hepsi.. yazı buyüzden çok seviyorum:))

    YanıtlaSil
  2. Ahhh anilarim canlandi bu resimlere bakarken, gecen sene biz de buralardan gectik, cok ozledim oralari cooook. O tulbent elbiselerden ben de almistim, o dondurmadan ben de yemistim diye liste uzar : ) Ama o kavun uzerine oturtulan dondurmayi kacirmisim bak, bir dahaki sefere kismetse : )

    YanıtlaSil